Monday, March 19, 2012

iki Lokma


iki lokma

Kara duvaklar giyindi gökyüzünde sabah
    ıslanmak isteyen bulutların sırtına
    gözpınarları teslim oldu nehire
    salkım saçak buzlar eriyince
    ılıdı kuzey rüzgarı
    fırtınaya dönüşmeden
    çimenlere serildi
    sisli haleler

doğuruyordu
    kasıkları çatlayasıca
    zamansız sancılanmaları
    beline kayışlamış
    sıkıyordu sırılsıklam
    erik çiçekleri taçlaşınca
mercan topuklu gelinler 
sürüdü dallı eteklerini
kaytan bıyıklar burkulunca
kınalar yakılıp
meşeler soluyunca
meşaleler
yanınca
meydanlar
dolunca
dolunayca
dopdolu

yoğuruyordu
    kızıla dönmüş gözlerindeki düşü
    ustura tırnağa dokununca
    hainliğe soyundu karakedi
    kirlerinden arınınca
soluyordu
    sokaklardaki gaz lambaları
    isli gecelere gebe
    ebeleri kayıp
    elleri mühürlü
    gerdanı benli
    hecelemece
    adsız şehirlerin kanatları kırıldı
kale dibindeki sarnıçlar 
    iki göz kan çeşme
    boşalınca

isyana teşvikten
sürdüler 
vatana hainlikten küreğe mahkum ettiler
kalem kırdılar
boyunlarını urdular
tırnaklarını söktüler
askıya aldılar
başaşağı

gün yüzü görmeye bunlar
ermeyecek başları göğe 
    dediler
eğdirdiler
iki lokma
bir hırkaya
fit oldu
dediler


Volkan Kemal
 gö