Monday, April 16, 2012

Varoluş


Bu tanrı allahsız
bu gökyüzü çalıntı
boyaları dökülmüş bir tuval
ebemkuşağı sırılsıklam akıntı
bu güneş ses vermiyor
altun tozları savruntu
yıldızlar ormanlaşmamış
bulutlar kısır
yağmur değmemiş kiremitler
alev kızılı
damlardan sarkıyor karanlık
buz tutmuş saçaklar
korku var
korku
apoletli sorgu
darağaçlı sergi var
sokaklar çıkmaza çıkıyor
sararmış ışıldaklar
kedi gözü

bu dizeler alıntı
bana ait değil elim
üç noktaya serilmiş gözüm
sözlerim erimiş
elma şekeri
dilim kurumuş bir pınar
yatağımda soğumuş düşlerim
tenim ele gelmiyor
parmaklarım uç vermiyor
sabahlaşmaz gecelerim
hecelerime sığmıyor
düşlerim kapı çalmıyor
yıkılıyor
yıkıntılarınla kurduğum
dünyam benim
sözün özü

bu yürek benim değil
korkak
bu damar arlaşmamış
dar
sidik kokuyor hücrelere inen koridorlar
insan derisinden yapılmış koğuşlara
sığınan ben değilim
dişleri tırnakları sökülen
kemikleri dökülen
ben
çözülen o
bir paket cıgaraya
düzülen o
düzene son halka
filistin askısında sızan
kan benim değil
benim değil itirafçıların ağıdı
senin yüzün neden sarardı böyle
neden indin
ölüm çukurlarına
yanaklarından kan sızıyor
dudakların bıçak sırtı
acıma
söyle
çek tetiği
kurşun kemiğe saplanmadan duyulmaz acısı
için için yanar
asırlık ateşin
küllenmiş közü

demire verilen su benim değil
çelikleşmedi direncim benim
yalana saplandı ayaklarım
ellerim kara çamur
duaya durmuşuz
keşkesiz yürüyoruz omuz başımız tutuk
yerin dibine iniyoruz bereber
bu son galeri
vuruyoruz kazmayı
kürekleşiyor ellerimiz
açlık sınırındayız
ses ver
susma
denizin altında geziniyor kulaklarımız
kara elmas parlıyor cam gibi
grizu patlıyor
an gibi
gelip geçiyor
gözüm önünden
geçmişe dair ne varsa
yokoluyor
kömürleşiyor yaradanın sözü

bu yaşam bana ait değil
sevmeler sevilmeler bana yabancı
benim değil yaşadıklarım
yaşanmamışlığa taktım ben kafayı
arsız
obur
savruk
kavruk
tutkularım dizginsiz
utkularım sorgusuz
yargılarım edepsiz
algılarım körelmiş
doyumsuzum
doyumsuz
tüketmişim bana dair nem varsa
üretmişim yalan dolan talan
tümden gelip
tekile gidiyor
tekliyorum
dünya fır dönüyor başım üzre
benle başlıyor her sözüm
bana bendeleşiyorum
bensiz
benliksiz
kim takar ki
kimi
kimliksiz
tükeniyorum
tükeniyorsun
tükürük hokkası olmuş
yüzünü
kutsuyorum
kutsuyorsun
kutsiye

bu ölmeler bana ait değil
bu sela getirmeler
bu çarmıha gerilmeler
bu idam mangası
bu hedef tahtası
bu mangaldaki kül
bu toz duman
bu yokolmalara sığınamazsın
bu kaçışları kovalayamaz
bu sonlamaları noktalayamazsın
bu unutulmaları içine sindiremezsin
bu susmalara mana veremezsin
bu varoluşu
inkar etmedikce

Volkan Kemal