Friday, April 27, 2012

Devr-i alem

  Devr-i alem

“Tarihte zorun”
 ateşte korun rolü
derisinde dağlanarak sınandı insanlığın
barış çubukları tütmeden
mızraklar filizlenmeden
savaş tamtamları sağırlaştırdı
sultanları
sultanlar, sultanlıklarına aldı koca kıtaları
 
körleşti gözler
kana susadı dudaklar
lezzetli bir sofra düşledi
leş kargaları
çakallar ordusu
çürümüş etlerle yetindi
aslanlardan geriye kalan
kazık çakıldı mezarına
mezar kazıyıcıların
mezarlar ülkeleşti sınırsız
taş yağdı eteklerinden
ebabil kuşlarının
yer yarıldı ikiye
çukurlarda sular ekşidi
sarmusaklı yaralar kurtlandı
biteviye...
savaş kaçkınları
kuşattı kışlamış sarayları
buz tutmuş suratlar
şarapla yıkanmış pusatlar
altun yaldızlı apoletler
havyarlı kristal kadehler
kırıldı toz parça
sakallar bıyıklar
bir bir söküldü
yer ile yeksan oldu
tumturaklı nutuklar
nutku tutuldu isanın
kilise kapıları yıkıldı
dualar söküldü
ikonalar döküldü
orklar sustu
bach yutkundu bir daha
notalar uçuştu
bozkıra doğru
halkların mapusanesinin duvarlarından
yansıdı içeri
aryalar

barut ve kan kokusu tazeliğini korurken
yatak odaları talan edildi sarayların
bin senelik dükalık
eski bir halı gibi söküldü ilmek ilmek
baldırıçıplakların demir ökçeleriyle
parke taşlarına çarparken ezik kafaları
kafkas muhafızlarının
alkışlarla yıkılan tahta oturdu yeni çarlar
yakılan yeni türküyü söylerken
duvar dibine düştü kolalı yakalar
bir çocuk ağlaması duyuldu
karanlığı yırtan
devr-i sabit teslim oldu orak çekice
yeni ordular yaratıldı eski tüfekten
kızıl mı kızıl
yeni bir düttürü yayıldı evrene
yalın mı yalın
zincirlerinden başka kaybedeceği olmayanlar
çekildi göndere bayraklaştırıldılar
bayraklaştırıldı
bayraklaştırıl
bayraklaştı
bayraklaş
bayrak
bay
boy boy...

partileşti kocca ülke
patikalaştı yollar
pazenleşti donlar
başlar ayak
ayaklar başlaştı
başkalaştı
başkalaş
başka
baş aşağı edildi dengeler
alaşağı edildi dönenceler
güneş batıdan doğar oldu
karanlığı boğar oldu
 
ülkesi
türküsü
değişince baştan ayağa
yaban don giyen göt yama tutmadı
gaza gelen yalayıp yutmadı
melmel bakan göz çapaklandı
ekende biçende ortaklık isteyen
hak adalet müsavaat deyüp
çekti bayrağını isyanın
karardı gökyüzü
kabardı deniz
koptu kızıl mahşer
sürek avı tavlandı
tayfalar bir bir avlandı
kronstadt kana boyandı
terör kemiğe dayandı
timar edildi
yaban gülleri bağaşağı bağlandı
orak ezildi örs üstüne
çekiç gözyaşıyla paslandı köz üstünde...

barış ve ekmek vadedenler
deveyi hamuduyla yuttular
vadeli hesap açtılar
savaş üstüne
bu son kavgamız deyenler
barışmadı nefsiyle
kendine aykırı ne varsa
zincire vurdu
kamplara doldu sorular
kilit kilit üstüne
mühür vuruldu

ulusların kaderi kısmete ağdırıldı
göklerden yalan yağdırıldı
tek delikli düdüğe dönüştü düşler
tek bayrağa sarıldı gülüşler
tek vatana doldu ülkeler
teke tek oynadı
tekerledi
tekledi
tekilleşti ülküler
çokluk yenildi
yokluk üstüne yakıldı türküler

iki kampa ayrıldı dünyam
iki şaşı bakışa kilitlendi hülyam benim
üçün birine talim etti
sınıfta kalanlar
beriki sayılmayanlar
ayamayanlardan köle orduları oluştu
savaş tanrılarına adaklandı tosuncuklar
doyamayanlardan açlık tümenleri yaratıldı
kuru tayına çorbalandı kuzucuklar
piyasa tanrıçaları yaratıldı baldır bacak
yasalar asalandı ekran ekran
emek kasalandı gerdan gerdan
affetmedi gönlüm emek adına her türlü rezaleti
emeklemeye doyamadı çiğnedi resmi tarihi
yaslandı bu güne...

gün devirenlerin günüydü
gece devrilenlerin
geceyi devir teslim alanlar
devrilecekleri günün korkusunu yaşadılar devrilinceyedek
devrilenler devirecekleri anı düşlediler devrilinceyedek...

devr i alem sürüyor
sürüleşiyor her yeni sürgün kısır gürgene sarılan
süngerleşiyor yüreğim delik deşik
kara kızıl bir sevda üstüne...
 
Volkan Kemal

Bu öyküsel düttürü, melmel bakan aymazlara adaklanmıştır; yazdırıp azdırmayın beni...