Wednesday, February 6, 2013

Sapıtma


Diretme sakın
nereye gitmek istiyorsa ayakların
sal gitsin
ellerin üzerinde yürümek istiyorsan bile
parmaksızlaş
yüzünü sürmeden
yüzsüzleşmeden
eğrilip bükülmeden
sökülüp dikilmeden
yamalaşmadan
yamanmadan
var
varamadığın yere
sarıl
sarılamadığın sere
sev
sırıl sıklam

denge aramada bunca densizlik içinde
dön tenin çevresinde
teğet geçme
pervasızca pervaneleşme
yalın ol
yalınayak
yalpalama
yıkıl ama
ıkınıp sıkılma
hıçkırıp hıçkırma
yumruk yumruk
düğümleşme
körleş ama
körebeleşme

yılma
tırman bin kez
yalçın kayalardan yuvarlansan da
yosun tutsanda sabır taşına
taşlaşma
yerinden oyna
oynadığın yere
yerleşme bir daha
putlaşma...

diren
sende sana ait olmayan ne varsa
takıları takanlara
takım taklavat
diren

çizgini belle
belleğini zorlama
bileğinle deldiğin çukura düş
toprak sarsın seni
ama zamansız düşleşme
düşeşleme
kapı aralıklarında bekletilme
bekleme beklentileri beklemede kalanları

var gitlerine
gelgit ekleme
yeter
sırat köprüsünden yürü
düş yangın yerine
cehenneme odun ol
yönünü yörüngeni kaybetme
dengesizliğine
ayak arama
tek tırnağın kalsa bile
kaşı sırtındaki
kabuk bağlamış yaraları
sağalt
ağzı köpüklü saraları
dindir
acılı naraları
sakinler sokağına sap
sapıtma

dedi karakedi kendi kendine
bir yıl sonu sabahı
ayak seslerine
eklediği düşlerine sığınıp

yanlızlığına
mor bir halka daha ekledi
acımasız zamana dalıp
koca bir yıl bekledi
tekledi
tekle
tek
tek başına
belalı
başıyla başaçıktı
anlı açık
yüzü kara
zifiri
 
Volkan Kemal