Tuesday, February 5, 2013

Karabenli


Kızgın kiremitler güneşle öpüştükce
allanıyordu portakal rengi yanağı serseri kedinin
pullanıyordu parıldayan tüyleri
kızıla kaçmış kokular yayılıyordu
perdeleri kapalı pencerelerden
etekleri dantelli
geceliklerden
sarkıyordu
gecenin
oğul balı
damla sakızı..



geçmişe yöneldi
sırra kadem basmış öykülerdeki
arayışlar
geçmişine küfredilmiş
toyluklar avucunda terledi
acemi oğlan katarları gibi dizildiler
şimendifer düdüğüyle
irkildi
kelebekler

doğuya uzanan raylar
karaağaçın gıcırtısıyla eziliyordu
bir ahenktir
bir melodidir tutuştu pencereleri isli
kömür kokuları

amele taburları
demir raylar döşeyecekti doğudan
batıyı yakalamağa memur edilmişlikle

doğu batıyla gerdeğe girecekti
dokuz doğursa bile
adı sanı bilinmeyecekti
elleri toprak kokulu gelinler
pembemsi gelincik boyunlularla
aynı çadıra eğlenecekti

kelle vergisi
yol vergisine eklenince
gayri müslim teba
anadoludan aldığı akçaları dirhem dirhem
verdi geriye

ne kaldı geriye dedi
gözleri zencefil bakışlı serseri
sarkamışın ötesi kars
berisi ığdır
sınır kapısına
asker ve mühümmatla birlikte
çingene göçü yığılır..

erat eğlenecektir
zabit keyflenecektir
rakı masalarında oynayan
topuğu zilli kahpenin dölü
akçeden paylanacaktır ki
bu öykü böyle kelebekleşe..

eşele dedi eşele !
serseri kedi eşeledi...

batının batısında savaş çadırları
tank top tüfek bataryaları
işgale direnmeden teslim olmuş
şehirlerin yüz karaları
karayüzler
kara
kar tepeleme gelince ayaz kesilir
altta kalan ezim ezim ezilir
direnen
çelik yüzlü bakır kurşuna dizilir

doğunun doğusuna
kavga sunulur
altın tepside
kızıl güneşle
batmayan bir imparatorluk kurulur
kan ter
leke
alev gözlü devlerce

önce kadınları yakalar savaş ağaları
en narin yerinden
vatan millet
illede hane-i muhabbet
ve bindirir:
yenilginin yükünü sırtına
zeferin dölünü karnına
açlığı acıyı boynuna
fabrikada bacayı koynuna
tencere kepçeyi kursağına
çoluğu çocuğu eteğine

bağım bağım bağlar
sağım sağım sağar

kadın hakları evrensel
düttürü
öttürür
kartal kanatlı kelebekler
pençelerine takılmış
tozpembe bildiriler..

katkanır açlıkla imtihandan
yenik düşmüş tenleri
gecelik yeşil akçeyle değişir bedenleri
çocukluk
çağında
ebeleşir elleri..
ebeleşir
ebelek
gübelek
dümbelek

tahtakale pazarında satılır mı
ebemgümeci

diye sordu serseri kedi
boynundaki morluğa yaslanarak
uzunca miyavladı
gökyüzü
böylesi öyküye bulanmış
şiddete karalar bağladı

karakedi
kulakları serseride
gözleri pencerede
kuyruğu bacakarası
yüzünde ihtiyar bir seyirme
erliğine
ilk kez
bu gece
bu denli
 karabenli
ağladı..


Volkan Kemal