Tuesday, July 3, 2012

Kızılca Kıyamet


 Çekip gitmek var aslında
yalnız bir ıslık sesi gibi
unutulmak var
ıslak arnavut kaldırımlarında
sırra kadem basmak var
kadere boyun eğmelere isyan dolu
susmalara bir yenisini daha eklemek var
sardunya kokulu
sandıklanmak var
ayvalı narlı

yıkıp gitmek var aslında
boyumu posumu
eskimiş nem varsa
bana yamanmışlara
dönüp bakmadan
duvara gölgesi vuran
namlu izinde son mermi olmak var
emme velakin
ardımda kalan bakışlar kör eder beni
hedefini şaşırır gez göz
tetiğe dokunan parmak benim değil
benim değil ölümle yüzleşmeler
ölümsüzleşmeler
yaşanılası

alışkanlıklarım var aslında
alışmışlıklarımdan kaçışlarım kovalar peşimi
alık alık bakışlarıma liman bulamam
sığıntı olamam kafa tasıma
esir olamam usuma
ustura gibi böler uykularımı
yanık bir yürek kokusu
küllenmiş düşlerime sabah bulamam
morarır güneşin öpücükleri
dudaklarımda...

sorularım var aslında
sorsam yanıtsız kalır
sorgulasam kanıtsız
kanırtır yüreğimdeki kabuk tutmuş yaraları
kaskatı

kaçışlarım var aslında
kendimden
senden
ondan
nedeni belli değil
ayaklarım saplanmış demir ökçeye dört yerinden
yönümü yitirişlerim var
pusulasız
pusatsız
terkedişlerim var
kefensiz gömülüşlerim var
kara gözlerine
kararsız
başkaldırışlarım var
kazansız
kepçesiz
kaynayışlarım var
kızılca kıyamet!

kaçışlarım var dedim ya
kendime ördüğüm hücreden
bileklerime gerdiğim kelepçeden
alnıma yazdığım kaderden
kısmetime düşen kederden
giydirilen deli gömleğinden
insana dair ne varsa
kaçışlarım
terkedişlerim
tekbaşına kalışlarım var...
...

Volkan Kemal
Yarımlık’lardan