Monday, July 2, 2012

Ceviz ağacı


 Bu savaş bitmeyecek
dinmeyecek açlığın yüze vuran sancısı
sönmeyecek yenilginin sızısı
yaralar kurt bağlasa da
kin tükenmeyecek
kanı donmuş yüzler
gülmeyecek
taşsız mezarlara sığmayacak
ağıtların tınısı
adı konmamışlar
yollarını gözleyecek
geri dönmeyenlerin
ocakları sönecek
çam kokulu

madalyalar süsleyecek
göğüslerde çöken gün kararınca
kopan bacaklardan sızan kan
bir kez daha asilleşecek
vatan yahut ihanet
batan bir gemi gibi
sessizliğe gömülecek
sınırlar
sinir uçlarına dönüşecek
haritalar bölünecek
toprağın göbeğinden kanlı bir çınar
boy verecek
çarkı felek
şark çıbanı
çapı değişecek namlunun
çapanoğlu

asırlık kavgaya yeni bir ad bulunur elbet
yeni bir tarih yapmak için
eski alınyazısı yapışır böğrüne
yeni cepheler açılır sınırlar boyu
yeni düşmanlar
eski komşular

gaziye yeni bir el kol bacak
şehide bayraklı mezar
kalana emekli kıyağı
iki dirhem onur
iki kilo bulgur
kocca bir düttürü sol fa sol
asırlık yara
çanakkale boğazı
sakarya nehri
dumlupınarda vurdular beni
munzurda yere serildim
dersimde gömdüler seni

kafkas cephesi
balkan sedyesi
ortadoğu çehresi
şark meselesi
tekerrür bilmecesi

bu paylaşım bitmeyecek caney
kan ile yazılırsa defter-i insanlık
sevdaya sıra gelmeyecek
sevgi dar ağaçlarına çekilmişse
aşk mızraklanıp serilmişse
aşık çöllere vurmuşsa başını
pazara çıkmışsa sevda
satın alınmışsa bacak arası
üç kuruşa gitmişse alın teri
bu bela
terketmeyecek
bu zulüm
tükenmeyecek
bu kavga sürecek
dermanlık
köşe bucak
sürünecek
timsahların gözyaşı akmayı sürdürecek
nehirler asileşmezse eğer.
yıkılmazsa bendler
dönerse çarklar
öğütülürse kan-ı derya

adem lilith’e yüz sürer de
o güzellik geri dönerse eğer
açılırsa gökyüzü
yağarsa yıldızlar
menekşe moru
belki o zaman
ebem kuşağı ikiz doğurtmak için
toprağı tırmıklayıp
barışı
döl-le-ye-cek
ceviz ağacı boy verecek
sütlü memeler emzirecek
kınalar yakılacak ellere
koyu yeşil
kızılca kıyamet
son bulacak
hele bir sen
edi bese
deyesen!

Volkan Kemal