Monday, February 11, 2013

Savaşın bir sonu olmalı



Bir manası olmalı
varlığın
varolmanın

varsılın bir nedeni olmalı
yokluğun
yoksulun
bir sonuç olduğu gibi

tekliğin bir sebebi olmalı
          yalnızlığın
          yalınlığın
          yaldır yuldur
          salınmanın
sağa sola savrulmanın
          bir yanıtı olmalı

sorgulanmanın bir kanıtı olmalı
          yerli yersiz
          donlu donsuz
          donmanın
          bir yangını olmalı
ateşin barutu
          külün dumanı
          sonun bir başlangıcı olmalı
          başın bir kıçı olmalı
          karanın kızılı
          zifiri
         
sevginin gözü olmalı
          yüreğin gözeneği
          dudağın kirazı
          ayvanın göbeği
          üçkenin tepesi olmalı
          doksan derece
          dik
          şakuli
          şahı merdan

savaşın bir sonu olmalı
          barışın savaşı
          kavganın gözyaşı
          isyanın yumruğu
          taşı olmalı
          bir avuç
          nar tanesi

Lilithe bir adem bulunmalı
          ihtiyarladıkça gençleşen
          gençleştikçe delleşen
devşirme
          ademe kaburga
kırılmalı tam orta yerinden ikiye
          yarısı elinde kalmalı
          havva nın

havalanmalı bir güvercin
          tedirginliğini kanatlarına yüklemiş
          uçurmalı
          uçuruk aklımın
          rotasına bakmadan
          haritada ismi geçmeyen bir adaya
          çıkartmalı
          çarmıha gerilmeli mıhlanmalıyım
          özgür nefesine
          sahipsiz bulutların
          fırtınasına çekilmeliyim
          esrar bakışlı
          kalyonların dümensuyunda
          sahilleri terketmeliyim
          dalgalara kapılmış
          bir şişede saklı kalmalı
          sevda pınarlarından akan gözyaşı
          taşımalı
          çölleşmiş yüreklere tuz-ruhu

bitişi olmalı bu öykünün
          düşüşü olmalı
          solan çınar yaprağının      
          çürük kokmalı
          yosunlaşmamış sokaklar
          serseri bir mayına çarpmalı
          serdengeçtilerin topuğu
          yuvarlanmalı şehzade kelleleri
          kızkulesi yanmalı
          sönmeli ışıkları
fener alayları susmalı
batmalı batakların karası
kanat çırpışlar dinmeli

sonu geldiğinde söz havada donmalı
          saz susmalı
          teller kopmalı
          dudaklar ısırılmalı izsiz
          notalar yakılmalı
          yangın yerine dönmeli
          türkülerin ocağı
          küllenmeli
          küllenme
          küllen
          kül
          kül kedisi soğukta ayazlamalı
          samur kürkler
                             kanamalı

düşler gerçeklerle örtüşmediğinde
          örtmeli üstünü kardelenler
          gelecek bahara kalmalı
          badem gözlerin utkusu
          tutkusu kemirmeli içini
          sağrısında büyüttüğümüz
          tohumlar
          turfanda erik gibi çatlamalı
          çekirdek sarmalı
          çiçeklenmeye gebe
          çatısı yıkılmadan gökyüzünün
renkler dansa kalmalı
yeni bir tufan başlamalı
akmalı aklım
          gözümden aşağı
şaşı bakmalı

bir nedeni olmalı nedenın
          her nedensiz devinimin
          adı konmammış öykülere
          temel olmalı
          temeli güneşte pişirilmiş tuğlalar sarmalı
          taşlar yoğrulmalı döşünde mağmanın
          sancılar fışkırmalı
          kraterinden
          şaşkın
          ılgın
         
zamanı gelmeli
          zamansız
          zamsız
          zamksız
          zamirsiz
          zata mahsus yazmalı
          pulsuz zarfın yüzüne
          anılarda hapsolunanların
          zaafı...


Volkan Kemal
Bu öyküsel düttürü, yarımlıklardan kalmadır...