Diretme sakın
nereye gitmek
istiyorsa ayakların
sal gitsin
ellerin üzerinde
yürümek istiyorsan bile
parmaksızlaş
yüzünü sürmeden
yüzsüzleşmeden
eğrilip bükülmeden
sökülüp dikilmeden
yamalaşmadan
yamanmadan
var
varamadığın yere
sarıl
sarılamadığın sere
sev
sırıl sıklam
denge aramada
bunca densizlik içinde
dön tenin
çevresinde
teğet geçme
pervasızca
pervaneleşme
yalın ol
yalınayak
yalpalama
yıkıl ama
ıkınıp sıkılma
hıçkırıp hıçkırma
yumruk yumruk
düğümleşme
körleş ama
körebeleşme
yılma
tırman bin kez
yalçın kayalardan
yuvarlansan da
yosun tutsanda
sabır taşına
taşlaşma
yerinden oyna
oynadığın yere
yerleşme bir daha
putlaşma...
diren
sende sana ait olmayan ne varsa
takıları takanlara
takım taklavat
diren
çizgini belle
belleğini zorlama
bileğinle deldiğin
çukura düş
toprak sarsın seni
ama zamansız
düşleşme
düşeşleme
kapı aralıklarında
bekletilme
bekleme
beklentileri beklemede kalanları
var gitlerine
gelgit ekleme
yeter
sırat köprüsünden
yürü
düş yangın yerine
cehenneme odun ol
yönünü yörüngeni
kaybetme
dengesizliğine
ayak arama
tek tırnağın kalsa
bile
kaşı sırtındaki
kabuk bağlamış
yaraları
sağalt
ağzı köpüklü
saraları
dindir
acılı naraları
sakinler sokağına
sap
sapıtma
dedi karakedi
kendi kendine
bir yıl sonu
sabahı
ayak seslerine
eklediği düşlerine
sığınıp
yanlızlığına
mor bir halka daha
ekledi
acımasız zamana
dalıp
koca bir yıl
bekledi
tekledi
tekle
tek
tek başına
belalı
başıyla başaçıktı
anlı açık
yüzü kara
zifiri
Volkan Kemal