Bu memlekette
namuslu olmak ne zor şeymiş meğer
Bir gün Almanların
pabucunu yalayan
Ertesi gün
İngilizlere takla atan
Daha ertesi gün de
Amerika'ya kavuk sallayan
Soysuzlar gibi
olmak istemedik
Yalnız ve yalnız
Bir tek milletin
önünde secdeye vardık
O da kendi cefakâr
milletimiz
Meğer ne büyük
günah işlemişiz
Niçin hep acı
şeyler yazayım?
Dostlar, yufka
yürekli dostlar
Bundan
hoşlanmıyorlar.
Hep kötü, sakat
şeyleri mi göreceksin? Diyorlar.
hep açlardan,
çıplaklardan, dertlilerden mi bahsedeceksin?
Geceleri gazete
satıp izmarit toplayan serseri çocuklardan; bir karış toprak,
Bir bakraç su için
birbirlerini öldürenlerden;
Cezaevlerinde
ruhları kemirile kemirile eriyip gidenlerden;
Doktor
bulamayanlardan;
Hakkını
alamayanlardan başka yazacak şeyler,
İyi güzel şeyler
kalmadı mı?
Niçin
yazılarındaki bütün insanların benzi soluk, yüreği kederli?
Bu memlekette yüzü
gülen, bahtiyar insan yok mu?
Var mı?
Yalnızım müthiş
suretle yalnız
Bu kadar
kalabalığın içinde yalnızlık ne acı oluyor ya rabbim
Kanunlu, kanunsuz
baskılar altında ezile ezile pestile döndük
Bugünün itibarlı
kişileri gibi kese doldurmadık
Makam peşinde
koşmadık
Sağdan soldan
vurup milleti kasıp kavurmak emellerine kapılmadık
Çalmadan çırpmadan
Bize ekmeğimizi
verenleri aç
Bizi giydirenleri
donsuz bırakmadan
Yaşamak istedik
Bütün bunları
istemek bu kadar güç
Ve bu kadar
tehlikeli mi olmalıydı?
Sebahattin Ali