Tuesday, April 29, 2014

İLK TAŞI EN HAYALPERESTİNİZ ATSIN !

İstanbul Anarşi İnisiyatifi’nden 1 Mayıs’a çağrı pankartı ve bildirisi

10246329_480509525411490_4358269740354510269_n 
İstanbul Üniversitesi Beyazıt Kampüsü’nde 1 Mayıs’a çağrı pankartı ve bildirisi…

Birlik beraberlik, dostluk kardeşlik, yolluk yoldaşlık. vs. vs. vs. ……………………………
Onu bunu bırakın da ‘’Düz ayak çivit badanalı bir kent nasıl kurulur abiler’’ *
Tarlabaşında merdiven altı bir atölyede zehir çekip kahır üfleyen soluklarda, zonguldakta yerin yetmiş kat dibinde kararmış yüzlerde, ışıl ışıl vitrinlerin ardında bir bankoya sıkışmış ayakların huzursuzluğunda, babaların tokadından gül bahçesine dönmüş yüzlerde, kocaların sevgisini taşıyan morarmış sırtlarda, ağabeylerin kanattığı incecik erkek kaşlarında, hocaların bilgiye koydukları ipotekte gizlidir mavi çivit badanalı birer kent. Kendine münhasır, kendine yeter, kendine mavi her kent.
Oysa büyüktür öfkeler. Kendisinden daha fazla, kendisinden daha mavi, kendisinden daha yıkıcı.
Elleri taş, yüreği nasırlı, vicdanı kör, allahı belalı bir devdir her iktidar. Yerin altında gizli isyanlardan korkar. Kulaklarını kapılara, gözlerini odalara dikmiş izler her daim. Bilir çünkü isyanın her vakit bir varolma hali taşıdığını. Bir volkan gibi dipten dibe kaynadığını. Onun için saldırır işçinin emeğine, köylünün deresine, yoksulun mahallesine. Onun için Alexisi on altısında, Berkini on dördünde alır bizden.
Ama biz biliriz, bisikletsiz bir çocuğun hayata kırgınlığında gizlidir çivit badanalı o kent. Sokaklarında arabaların gezinmediği ve bütün yolların bisikletlere amade olduğu koca bir kent.
Şimdi bütün bu yürüyüşler, sokakları birbirine duvarlarla bağlanmayan o kentlere doğrudur. 1 Mayısta da bunun içindir atılacak her adım. Rengi farklı olana karşı birleşilen beraberliğe, dili farklı olana karşı sarılınan kardeşliğe, yolu başka olana karşı silah edinilen yoldaşlığa karşıdır attığımız her adım.
Devletin korktuğu her öfke bizimdir, yılın 364 günü olduğu gibi 1 Mayıstada. Evinden atılmış her mülksüz kadar yıkıcıdır öfkemiz. Kırmızı bir ağaç düşleyen her çocuk kadar hayalperesttir isyanımız. Emeğinin peşi sıra koşturan her işçi kadar işgalcidir adımlarımız. Gri duvarların içinde bir masa başına hapsolmuş her genç kadar apansızdır haykırışlarımız.
Mavi çivit badanalı bir yeryüzüne ulaşana dek tüm mülksüzlüğümüzle sokaklardayız bu 1 Mayısta da. Sokaklara vurulan her maviyle birlikte sendeleyen iktidarlara karşı özgür varoluşlar ve bir tahakküm unsuru olmayan her rengin kendini var ettiği koca bir şenlik alanına dönüştürmek için sokakları, isyanın binbir coğrafyalı dilindeyiz.
İlk taşı en hayalperestiniz atsın.

*Ece Ayhan, Mor Külhani.

1. Şiirimiz karadır abiler

Kendi kendine çalan bir davul zurna
Sesini duyunca kendi kendine güreşmeye başlayan
Taşınır mal helalarında kara kamunun
Şeye dar pantolonlu kostak delikanlıların şiiridir

Aşk örgütlenmektir bir düşünün abiler

2. Şiirimiz her işi yapar abiler

Valde Atik'te Eski Şair Çıkmazı'nda oturur
Saçları bir sözle örülür bir sözle çözülür
Kötü caddeye düşmüş bir tazenin yakın mezarlıkta
Saatlerini çıkarmış yedi dala gerilmesinin şiiridir
Dirim kısa ölüm uzundur cehennette herhal abiler

3. Şiirimiz gül kurutur abiler

Dönüşmeye başlamış Beşiktaşlı kuşçu bir babanın
Taşınmaz kum taşır mavnalarla Karabiga'ya kaçan
Gamze şeyli pek hoş benli son oğlunu
Suriye hamamında sabuna boğmasının şiiridir

Oğullar oğulluktan sessizce çekilmesini bilmelidir abiler

4. Şiirimiz erkek emzirir abiler

İlerde kim bilir göz okullarına gitmek ister
Yanık karamelalar satar aşağısı kesik kör bir çocuğun
Kinleri henüz tüfek biçimini bulamamış olmakla
Tabanlarına tükürerek atış yapmasının şiiridir

Böylesi haftalık resimler görür ve bacaklanır abiler

5. Şiirimiz mor külhanidir abiler

Topağacından aparthanlarda odası bulunamaz
Yarısı silinmiş bir ejderhanın düzüşüm üzre eylemde
Kiralık bir kentin giriş kapılarına kara kireçle
Şairlerin ümüğüne çökerken işaretlenmesinin şiiridir

Ayıptır söylemesi vakitsiz Üsküdarlıyız abiler

6. Şiirimiz kentten içeridir abiler

Takvimler değiştirilirken bir gün yitirilir
Bir kent ölümünün denizine kayar dragomanlarıyla

Düzayak çivit badanalı bir kent nasıl kurulur abiler?
 
Ece Ayhan 
 
İSTANBUL ANARŞİ İNİSİYATİFİ