“ipek böceği attım
eşarp düştü
içime...”
uyandım
rüyamda kanamış
dilim
belki kıtlama
jiletle bağırılan
yaşam öyküleri
anlatmışımdır çocuklara.
çocuklar dedim de
onlar da kanadılar
kanınca bana.
kalktım
bir eşkıya rica
etti yüklerimi
güzel de bir kadın
çocuğunu öleceği
yaşa büyütemeden giden
bir anneyi
uğurlamış olsa da
onyedi kalp
kriziyle
yürüdüm
adımlarım nasıl da
uyarılıyor
kapıyı çalan biri
olduğunda
isterse bir hırsız
olsun
kapıyı çalmaya
yeltenen
öldüm
ve yarın üşüştüler
başıma; yaşlar, ayaklar, gözler
ve yarı yaşam
yakınmaları sürdü adıma
ve yar uzun saçlı
bir adamla geldi mezarlığa
ve ya bir
kadınla...
ve
gömdüler beni,
öldürdükleri gibi
özenle.
...........................
26 yaşındaki Özge
Dirik, oturduğu apartmanın 10’uncu katındaki dairesinden atlayarak yaşamına son
verdi. Dirik’in ‘Vasiyetimdir’ diye başladığı mektubunda daha önce yazdığı 30
şiirin başlıklarını sıralayıp bunların bir kitapta toplanmasını ve kitabın bir
nüshasının mezarına gömülmesini istediği belirtildi. "
(29 Ağustos 2004
Tarihli Gazete Haberi)