Rafael Ziadeh
12.11.11.2011
Londra...
Bir şiirle
başlayacağım. Bu şiiri Gazze'ye bombalar düşerken yazdım. Koalisyon için basın
sözcülüğü yapıyordum; bir sürü şey organize ediyorduk ve sabah altıya kadar
ayakta kalarak her bir demeci mükemmelleştirdik. Bir Filistinli iseniz
bilirsiniz ki Filistinliler yorulduklarında 'p'leri 'b' olarak telaffuz
ederler. Böylece günün sonunda Bilistin'li oluveririz. Bu yüzden bütün gece
'p'lerime çalıştım. Ertesi sabah gazetecilerden biri bana şunu sordu: ''çoçuklarınıza
nefret etmeyi öğretmekten vazgeçerseniz, herşeyin düzeleceğini düşünmüyor
musunuz?''
Ona hakaret
etmedim. Gayet kibar davrandım fakat bu şiiri yazdım, biz Filistinliler'in her
zaman muhatap olduğumuz bu tür sorulara cevap olarak.
//
Bugün, bedenim
TV'de yayınlanmış bir katliamdı.
Bugün, bedenim
demeçlere ve kelime sınırlarına sığmak zorunda olan TV'de yayınlanmış bir katliamdı.
Bugün, bedenim,
ölçülü cevaplara karşı istatistikle dolmuş demeçlere....ve kelime sınırlarına
sığmak zorunda olan TV'de yayınlanmış
bir katliamdı.
Ve ingilizcemi mükemmelleştirdim
ve öğrendim BM kararlarını.
Ama yine de bana
sordu ''Bayan Ziyade, çoçuklarınıza nefret etmeyi öğretmekten vazgeçerseniz,
herşeyin düzeleceğini düşünmüyor musunuz?''
Durakla!
İçime baktım,
sabredecek gücü bulmak için fakat dilimin ucunda sabır yok, düşerken bombalar
Gazze'ye.http://www.youtube.com/watch?v=9QLqvTzMU5k&feature=share
Sabır beni
terketti...
Durakla!
Gülümse!
Biz hayatı
öğretiyoruz bayım!
Refif...gülümsemeyi
unutma...
Durakla!
Biz hayatı
öğretiyoruz bayım!
Biz Flistinliler,
onlar son gökyüzünü de işgal ettikten sonra hayatı öğretiyoruz.
Biz hayatı
öğretiyoruz, onlar yerleşimleri ve ırkçılık duvarların inşa ettikten sonra, son
gökyüzünden sonra.
Biz hayatı
öğretiyoruz bayım!
Ama bugün, bedenim
demeçlere ve kelime sınırlarına sığmak zorunda olan, TV'de yayınlanmış bir
katliamdı.
Ve [diyorsunuz ki]
bize bir hikaye ver sadece, insani bir hikaye.
Anlarsın
ya...siyasi olmayan...
Seni ve halkını
anlatmak istiyoruz insanlara, hadi bize bir öykü ver.
Fakat ''ırkçılık''
ve ''işgal'' kelimelerini kullanma!
Bu siyasi değil...
[diyorsunuz ki]
bir gazeteci olarak bana yardım etmek zorundasın, siyasi olmayan hikayenizi
anlatmanıza yardım etmem için.
Bugün, bedenim
TV'de yayınlanmış bir katliamdı.
''Gazze'de
tedaviye ihtiyac olan bir kadınla iligili bir hikaye vermeye ne dersin?
Ya sen?
Kemikleri kırılmış
uzuvların var mı yeterince, The Sun'a kapak olmak için?
Ölülerini ve
bana...ve onların isim listesini, 1200 kelime sınırın aşmadan!
Bugün bedenim,
terörist kanına hissizleşenleri duygulandırmak için demeçlere ve kelime
sınırlarına sığmak zorunda olan,TV'de yayınlanmış bir katliamdı.
Ama üzüldüler.
Gazze'deki
sığırlar için üzüldüler.
Ben de onlara BM
kararlarını ve istatistikleri anlattım ve lanetliyoruz ve yas tutuyoruz, ve
reddediyoruz!
Ve burada iki eşit
taraf yok: işgalciler ve işgal edilenler var.
Ve yüz ölü iki yüz
ölü ve bin ölü.
Ve onca savaş suçu
ve katliamın arasında demeç vermeliyim gülümsemeliyim! ''egzotik olmadan''
gülümsemeliyim, ''terörist gibi görünmeden''.
Ve anlatıyorum,
anlatıyorum yüz ölüyü, iki yüz ölüyü, bin ölüyü!
Kimse var mı
orada?
Kimse dinlemiyor
mu?
Cesetlerin
ardından feryat edebilmeyi diliyorum.
Her mülteci
kampında yalın ayak koşabilmeyi...ve sarılıp her bir çoçuğa, tıkamayı
kulakların duymasınlar diye bomba seslerini bütün hayatları boyunca tıpkı benim
gibi.
Bugün, bedenim
TV'de yayınlanmış bir katliamdı.
Ve size
söyleyeyim, BM kararlarınız hiçbir zaman buna çare olmadı.
Ve hiçbir demeç,
aklıma gelen hiçbir demeç İngilizcem ne kadar iyi olursa olsun!
hiçbir
demeç...hiçbir demeç...hiçbir demeç...hiçbir demeç geri getirmeyecek ölüleri!
Hiçbir demeç bunu
düzeltmeyecek.
Biz hayatı
öğretiyoruz bayım!
Biz Filistinliler,
her sabah dünyanın geri kalanına hayatı öğretmek için uyanıyoruz, bayım!