göremezsin
karşındaki gözlerin baktığı yeri
yersiz
yersiz
kendi
nefsinle vaazladıkça
duyamazsın
karşındakinin sessizliğini
densiz
densiz
kendi
parmaklarınla dokundukça
dokunamazsın
en ince yerine
hanım
ellerinin
belsiz
belsiz
kendi
düşünce yol aldıkca
başkalarının
rüyasına giremez
kabuslaşırsın
kubur
kubur
kendi
düşüncene taptıkca
başka
tapınakları yıkarsın
yıkıntı
yıkıntı
kendi
başına kalakalırsın
kalıntı
kalıntı
dedi
karakedi
başkalarına takılırsan
takıntılı kalırsın
taklavat
başkalarına takılırsan
takıntılı kalırsın
taklavat
kaldı
kendi
başına
başbaşa
gavvat
başbaşa
gavvat
kendinle
barışmadıkça
savaş
ağalarına kurban olur
kendinle
savaşmadıkça
barış
kavgasına yenik düşersin
düşük
düşük
kendini
sorgulamadıkça
başkalarını
yargılarsın
kargı
kargı
kendini
sevmedikce
düşmanlar
yaratırsın
düş
düş
kendine
sabretmedikçe
karşındakini
taşlarsın
taş-ak
taş-ak
kendini
yenmedikce
yenilgilere
doyamazsın
yenik
düşersin
yıkılır
gidersin
yıkıldı
kaldı
duvarlar
gibi
davar
davar
kendini
tanımadıkça
başkasına taparsın
kendini
hiçten yaratmadıkca
yaratıcı
ararsın
yarım
yamalak
tastamam
tas
kendin
için yaşamadıkca
başkaları
için ölürsün
adsız
mezarlara
gömülürsün
dal
taşak
taş
dedi
karakedi
ve
yürüdü
korkularının
üzerine üzerine
kızgın
damda seke sek
adsız meyhanelerde teke tek
sek
çiğere saplanmış tırnağını yalayarak
adsız meyhanelerde teke tek
sek
çiğere saplanmış tırnağını yalayarak
adımlarını
tanıyarak
adımlarını
adı
gibi
zifiri
zafiri
Volkan
Kemal