Wednesday, November 7, 2012

YELDA KARATAŞ - İSTANBUL BİR DİŞİ OROSPU



 İSTANBUL BİR DİŞİ OROSPUDUR

Yağmalanmış ol tarihin
Lanetli anne sütü

Becerilmekten yorgun tenlerin
O yasaklı meyvesi;
hiç tanımamış ki aşk'ı

bin isim aramış anası ona
bin güzellik biçip durduğu
bu dayanılmaz
rüzgarına
Asya'dan gelip Avrupa'ya dil çıkaran

Ağırbaşlı çocuk değil ki o felsefe okusun
Yunus gibi yare yare içinden geçeni
Gören görmüş
Kendi kör

Şiire benzer en çok kocaman gözleri
kuşkusuz hüzünlü
Şems'in en parlak anı o
Bir utanmaz ermiş bu yüzden ama
Erenleri reddeder

lstanbul bir masal diyorlar,
Yalandır zinhar
Masallar büyümez ki çocuklarla
Masallar çocuk kalır

"Öysa bin kez ihanete uğramış
nüfus kağıdı tarihten dönen
çok babalı bu çocuk
bir garip annenin kızıdır
dokunuldukça teni acır

vahşi büyüdü üstünden geçen tramvay dizelerinden
korkulu artık
şairlere bile utanarak yaklaşır
geceyi koynunda değil içinde taşır
masal yazdu'ır tarihe
saçlarını kesip kesip
dilek tutan bir deli
acımasız gerçeğiyle
kimsesiz kalmış.

Deniz kokusuna dondurma yalayan
pembe dudaklı
dile dÜşkÜn bu edepsiz

lstanbul,

Demek istediğim kısaca şudur;
lstanbul, bir dişi orospudur
Beyoğlu altın dişi...

Diyorum ki
itirazı olan varsa
Bu çocuğun babası olmalıdır...

Yelda KARATAŞ / İstanbul Bir Dişi Orospu