ellerimi kafese
koydum
sızdılar gece
haramileri
örttüm
parmaklarımla mavi kuşu
siyahta kırmızı
aktı
tanrılar direndi
irem bağlarına
kestiler suyunu
kevserin
çamaşırlarını
yunmayacaktı artık ölülerin
sırat koptu en
ince yerinden
tanrılar direndi
yere
tanrılar direndi
göğe
tanrılar
sessizleşti
tanrılar çekildi
isaya
musanın asasını kırdı
açlık
ibrahimden alındı
kuzu
sofralar taş
kesildi
ismail adını
kaybetti
Abdullah incecik
gülümsedi
Ethem'leşti Medeni
ince dalında
ağaçların kırıldı Mehmet
annesi yoktu
babası yoktu
kimsesizdi azrail
koşuyordu halil
ibrahimin sofrasında
ilahileşiyordu
yalan
kaleler
kumlaşıyordu
zindanlar
çürüyordu
kapılıyor
kırılıyordu
susuyordu artık
zulum musalla taşında kanatarak
meryem pişmandı
fatma nedamette
ayşe koşuyor
zeynep sızdı
geceye
tanrılar direndi
renklere
tanrılar vazgeçti
deriden
yalnızsın artık
beyaz......
siyahın olmadı hiç
gece mavisine
dönüşen
güneşle dans eden
dudaklarda mavı
kuş ıslığı
zaman kan uykusunda
Selevkus'un kursağında
ad arıyor ölülere
şehri yıkıyor
mekedonyalı askerler
koşuyor Antokius
babasına
büyüdükçe arz
diriliyordu ölüler
kenti
fil sırtında
mızraklar uzadı
romalaştı askerler
zaman akmıyordu
hiç
akamadı ki Ismail
filler aza düştü
demir eridi Ethem'e
aktı
zaman kovanlaştı
düştü elim
hiçe............
Saab