Emma Goldman,
ailesinin küçük bir han işlettiği Rusya’daki bir Yahudi gettosunda 1869′da
doğdu. Onüç yaşındayken, ailesi St. Petersburg’a taşındı. Bu tam da Alexander
II’nin suikaste uğradığı ve siyasi baskıların yaşandığı bir dönemdi. Yahudi
topluluğu bir kıyım dalgasıyla karşı karşıyaydı. Zamanın ciddi ekonomik
güçlükler, St. Petersburg’a taşınmasından altı ay sonra Emma Goldman’ın okulu
bırakarak fabrikada çalışmaya başlamasına neden oldu.
Oradayken
Goldman’ın eline, kitabın kahramanı Vera’nın nihilizme yöneldiği ve cinsiyetler
arasında eşitliğin ve dayanışmacı bir çalışmanın olduğu bir dünyada yaşadığı,
Cherychevsky’nin “Ne Yapılmalı”sı geçti. Kitap, Goldman’ın daha sonraki
anarşizminin başlangıç halindeki bir kabataslağını sunar, ve onun kendi
yaşamını istediği gibi yaşama kararlığını güçlendirir.
15 yaşındayken
babası onu evlendirmeye çalışır, ancak bunu kabul etmez. Sonunda üvey kızkardeşi ile
beraber Rochester’daki kızkardeşinin yanına gönderilmesine karar verildi.
Goldman, Amerika’nın bir Yahudi göçmen için hiç de vaat edilen bir fırsatlar
ülkesi olmadığının farkına varır. Goldman için Amerika’nın anlamı, terzi olarak
yaşamını sürdürdüğü gecekondular ve kötü çalışma koşulları demekti.
Goldman’ı
anarşizme çeken ilk şey Chicago’daki Haymarket Meydanı trajedisinden yükselen
haykırışlardı. İşçilerin 8 saatlik iş günü için gösterisi sırasında polis
kalabalığının arasına bir bomba atılmıştı. Nihayetinde dört anarşist asılmıştı.
En zayıf delillerle mahkum edildiler; mahkemede yargıç açıkça “Haymarket
bombalamasına neden olduğunuz için değil, Anarşist olduğunuz için
yargılanıyorsunuz” diyordu.
Emma Goldman
olayları ilgiyle izledi ve asılmaların yaşandığı gün bir devrimci olmaya karar
verdi. O zaman Goldman 20′sindeydi ve 10 aydır bir Rus göçmenle evliydi.
Evliliği yürümedi ve ondan boşanarak New York’a taşındı.
Orada Almanca
olan anarşist bir gazetenin yöneticisi olan Johann Moss ile arkadaş oldu. Moss,
onu koruması altına almaya karar verdi ve onu bir konferans turnesine gönderdi.
Moss, Goldman’dan sekiz saatlik iş günü kampanyasının yetersizliğinden
bahsetmesini istedi. Kapitalizmin tamamen yıkılmasını talep edilmesi
gerektiğini savundu. Sekiz saatlik işgünü kampanyası yanlızca bir saptırmaydı.
Goldman halk toplantılarda bu mesajı hakkıyla aktardı. Ancak, Buffalo’da yaşlı
bir işçi şu soruyla ona meydan okudu; “Onun yaşındaki bir adam ne yapacaktı?
Muhtamelen kapitalizmin yıkılmasını göremeyeceklerdi. Nefret edilen işten belki
bir iki saatlik kurtuluşu da elde edemezler miydi?”.
Bu
karşılaşmayla, Goldman daha yüksek ücretler ve daha kısa çalışma saatleri gibi
belli iyileştirme çabaların bırakın saptırma olmayı, toplumun devrimci
dönüşümünün bir parçası olduğunun farkına vardı.
Goldman giderek
Moss’dan uzaklaştı ve rakip Alman “Die Autonomie” dergisiyle daha fazla
ilgilenmeye başladı. Burada Kropotkin’in yazılarıyla tanıştı. Peter
Kropotkin’in vurguladığı ve onun da sahip olduğu bireyin Özgürlüğüne inanç ile
insanoğlunun toplumsal yeti ve karşılıklı yardımlaşmaya olan eğilimini
dengelemeyi amaçladı. Kişisel özgürlüğe bu inancı, genç bir devrimciyle dans
ettiği, [ve bu genç devrimcinin] ona bir ajitatör yerine bir dansçı olması
gerektiğinin söylediği bir hikayede dikkati çeker. Goldman şunları yazıyordu:
“Davamızın benim bir rahibe olarak davranmamı ve hareketin de bir manastıra
dönüşmesi gerektirdiğini beklememeliyiz. Eğer
bu anlama gelecekse, ben bunu istemiyorum. Ben özgürlük, kendini ifade etme
hakkını, herkesin güzel ve parlak şeylere sahip olması hakkını istiyorum”.
İlk zamanlarda
Goldman eylemli propaganda düşüncesini destekledi. 1892′de Alexander Berkman
ile beraber, Homestead Pennslyvania fabrikasındaki grevi silahlı muhafızlarla
bastıran Henry Clay Finch’e suikast düzenlemeyi planladılar. Hatta silah satın
almak için para biriktirmek üzere başarısız bir şekilde fahişe olarak bile
çalışmayı denedi. Onlar bir tiranı, bu zalim sistemin bir temsilcisini
öldürerek, halkın bilincin attırılacağına inanıyorlardı. Bu gerçekleşmedi.
Berkman Finch’i
ancak yaralayabildi ve 22 sene hapis cezasına çarptırıldı. Goldman, ahlakın
sonuçlarla değil güdülerle ilgili olduğunda ısrar ederek, girişilen bu suikastı
açıklamaya ve haklı çıkarmaya çalıştı. Devrim sonrası Rusya’daki dönemde,
amacın araçları haklı çıkardığı [şeklindeki] inancını tekrar ortaya koymuştur;
ancak buna daha sonra değineceğim.
Berkman’ı
savunması onu damgalanmış bir kadın yaptı ve konuşmalarına devamlı olarak
yetkililerce müdehale edildi. 1893′de, işsizleri “zor kullanarak” ekmeklerini
elde etmeye sevk ettiği suçlamasıyla tutuklandı ve Blackwell Adası
hapishanesinde bir yıllık bir cezaya çarptırıldı.
Doğum kontrolü
ile ilgili broşürler dağıtmak yüzünden ikinci kez tutuklandı; ancak en uzun
hapis cezasına “Zorunlu Askerliğe Hayır” birliğini kurması ve Birinci Dünya
Savaşına karşı gösteriler düzenlemesi nedeniyle çarptırıldı. Goldman ve Berkman
1917′de zorunlu askerlik çağrılarını engellemekten tutuklandılar ve iki yıl
hapse çarptırıldılar. Bunun üzerine vatandaşlıktan ayrıldılar ve diğer
istenmeyen “kızıllar”la beraber Rusya’ya sınırdışı edildiler. Onun sınırdışı
edilme celsesini yöneten J. Edgar Hoover
onu “Amerika’daki en tehlikeli kadınlardan birisi” olarak nitelendiriyordu.
Sınırdışı
edilmesinin olumlu yanı ise, Rus Devrimine ilk elden tanıklık yapabileceği
Rusya’ya serbest bir bilet almış olmasıydı. Goldman, 1inci enternasyonal’de
anarşizmle yaşanan çatışmanın kalıntılarını gömmeye ve Bolşevikleri
desteklemeye hazırlanmıştı. Ancak, Goldman ve Berkman, 1919′da tüm ülkeyi
gezerken gördükleri çoğalan bürokrasi, siyasi baskı ve zorunlu emek karşısında dehşete
kapıldılar. Kopuş noktası, 1921′de Kronştad denizcileri ve askerlerinin
Bolşeviklere karşı ayaklanması ve grevdeki işçilerle dayanışmasıyla oldu.
Kızılordu ve Troçki’nin saldırısına maruz kalarak ezildiler. Aralık 1921′de
Rusya’yı terk eden
Goldman bulgularını iki çalışmada ortaya koydu –”Rusya’daki Hayal Kırıklığım”
ve “Rusya’daki İlave Hayal Kırıklığım”. Şöyle diyordu; “Tüm tarih boyunca
otorite, hükümet ve devlet, daha önce bu kadar içsel olarak statik, gerici ve
hatta karşı-devrimci olmamıştı. Kısacası, devrimin bizzat anti-tezi”.
Rusya’da
geçirdiği zaman, onun amaç aracı haklı çıkarır şeklindeki eski inancını yeniden
değerlendirmesine yol açtı. Goldman şiddetin toplumsal dönüşüm sürecininde
zorunlu bir şeytanlık olduğunu kabul
ediyordu. Ancak, Rusya’daki deneyimi onu bir ayrım yapmaya zorladı. Şöyle
yazıyordu: “Geçmişte her büyük siyasi ve toplumsal değişimin şiddeti
gerektirdiğini biliyorum … Ancak bir çarpışma sırasında savunma aracı olarak
şiddete başvurmak bir şey. Terörizmi bir ilke haline getirmek, onu
kurumsallaştırmak, ona toplumsal mücadelede en hayati yeri vermek bambaşka bir
şey. Böylesi bir terörizm karşı-devrimi besler ve sonuçta kendisi giderek
karşı-devrim haline gelir”.
Bu görüşler, Rus
Devrimi’nin bir başarı olduğuna hala inanmak isteyen radikaller arasında
popüler değildi. Goldman 1921′de Britanya’ya göç ettiğinde, Bolşevikleri
suçlamakta neredeyse tek başına kalmıştı ve konuşmalarına çok az kişi
katılıyordu. 1925′te sınırdışı edilebileceğini duyan Gallerli bir madenci,
Britanya vatandaşlığı edinmesi için ona evlenme teklif etti. Britanya pasaportu
ile Fransa ve Kanada’ya seyahat edebiliyordu. Hatta 1934′de ABD’ye bir
konferans turu düzenlemesine bile izin verildi.
1936′da,
İspanyol Devrimi’nin patlak vermesinden birkaç ay önce, Berkman intihara
teşebbüs etti. Goldman, 67 yaşında, mücadeleye katılmak üzere İspanya’ya gitti.
Liberter gençlerin gösterisinde şöyle diyordu; “Devriminiz, anarşizmin kaosu
temsil ettiği sanısını ebediyen yıkacaktır”. 1937′de CNT-FAI’nin koalisyon
hükümetine katılmasını ve savaş çabası uğruna komünistlerin gücünü arttıracak
tavizler vermesini onaylamadı. Ancak anarşistlerin hükümete katılmasını ve
askerileşmeyi kabul
etmesini kınamayı reddetti, çünkü bunun alternatifinin o dönemde komünist bir
diktatörlük olduğunu hissediyordu.
Goldman 1940′da
öldü, ve Chicago’da kaderleri yaşamının akışını değiştiren Haymarket
Şehitlerinin yakınına gömüldü.
Emma Goldman,
ardında anarşist düşünceye önemli katkılar bıraktı. Özellikle, daha önceleri
ilk anarşistlerce ancak ipuçları ortaya koyulan, cinsiyet siyasetini anarşizmle
birleştirmesiyle hatırlanır. Goldman, kadınların doğum kontrolü hakkı için
kampanyalar düzenledi ve bu yüzden hapse girdi. Siyasi çözümün cinsiyetler
arasındaki eşitsiz ve baskıcı ilişkilerden kurtulmak için yeterli olmadığını
öne sürdü. Değerlerin, özellikle de kadınların kendi aralarında, muazzam bir
şekilde değişmesi gerekmektedir. Kadınların bunu yapabileceklerini savunur:
“İlk olarak, kendilerini
bir seks metası olarak değil, kişilik [sahibi bireyler] olarak değerlendirerek.
İkincisi, kendi bedeni üstünde kimsenin hak iddia etmesini kabul etmeyerek; Tanrı, devlet, toplum, koca,
aile vb.’nin hizmetkarı olmayı reddederek; kendi yaşamını daha basit, ancak
daha derin ve zengin yaparak. Yani, tüm karmaşıklıklarıyla yaşamın anlamı ve
içeriğini kavramayı deneyerek, kendini kamusal görüşün ve kamusal kınamının
[dışlamanın] korkusundan kurtararak. Kadını seçim sandıkları değil, ancak
anarşist devrim özgürleştirecektir; [anarşist devrim] onu Dünya’da daha önce
görülmemiş bir güç, özgür erkekler ve kadınların oluşmasını sağlayacak kutsal
ateşten bir güç haline getirecektir”.
Kaynak: “Emma
Goldman”.
Kronoloji:
1869 – Emma
Goldman Litvanya’da Kovno’da doğar.
1885 – Goldman ABD’ye göç eder, Rochester’a
(N.Y.) yerleşir.
1886 – Haymarket bombalaması: Sekiz saatlik
çalışma günü mücadelesinin zirvesinde, bir önceki gün McCormick Biçerdöver
Fabrikası’ndaki grevcilere polisin ateş açmasını protesto etmek için Haymarket
Meydanı’nda düzenlenen toplantıda polisin arasına bomba atılır. Failleri asla
bulunamasa da, sekiz anarşist lider cinayet suçuyla yargılanırlar ve suçlu
bulunurlar.
1887 – Goldman Jacob Kersner ile evlenir; ABD
vatandaşlığı edinir; evliliğinden mutsuz olan ve giderek anarşizme yönelen
Goldman aynı yıl Kersner’den boşanır.
Haymarket
anarşistlerinin dördü idam edilir.
1889 – Goldman New York’a taşınır.
1890 – Goldman’ın ilk konferans turu; Rochester, Buffalo ve Cleveland konuşmaları.
1892 – Homestead
Pa. çelik grevi, grevcilerle
Pinkerton detektifleri arasında kanlı bir çatışmaya sahne olur; Goldman’ın
yoldaşı Alexander Berkman, Carnegie Çelik Şirketi müdürü Henry Clay Frick’e
suikast girişiminde bulunur; Goldman Frick’in yaşamına kastedilen bu plana yardım
etmekle suçlanır.
1893 – Goldman New York Union Square’de
düzenlenen işsizlerin gösterisindeki konuşması yüzünden yargılanır; izinsiz
gösteriye yardımcı olmaktan suçlu bulunur; tutuklulara hemşirelik yapacağı
Blackwell Adası hapishanesinde bir yıl hapse çarptırılır.
1895-1896 –
Goldman Viyana’da resmi hemşirelik eğitimi alır.
1898 –
İspanya-Amerika Savaşı: Filipinler, Puerto Rico ve Guam
zafer kazanan ABD’nin eline geçer.
1901 –
Başkan William McKinley’e bir anarşist tarafından suikast düzenlenir. Goldman
işin içine sokulur, tutuklanır, sorgulanır ve serbest bırakılır. Goldman ismini
değiştirir, kısa bir süreliğine kamusal saldırılardan kaçınmak için yeraltına
geçer.
1903 –
Anarşistlerin ülkeye girmesini yasaklayan federal anti-anarşist kanuna ilişkin
açılan ilk davaya karşı, Goldman New York’da Serbest Konuşma Birliği’nin
kurulmasına yardım eder.
1905 – Dünya Sanayi İşçileri (IWW) kurulur.
1906 – 1917′e kadar yayınlanacak olan Mother
Earth dergisi Emma Goldman ve yoldaşları tarafından kurulur; Goldman dergi için
para toplamak üzere yıllık konferans turlarına başlar; modern Avrupa draması,
kadınların eşitliği ve bağımsızlığı, cinsellik ve özgür aşk, çocuk gelişimi ve
eğitimi, dini köktencilik gibi konularda konuşmalar yapar; Alexander Berkman
hapisten çıkar.
1908 – Goldman toplantılar için salonların
kullanılmasını kabul etmez; ona “Hobo Tiyatro
Salonu”nu teklif eden
ve sonunda da onun aşığı ve konferans turlarının idarecisi olan Ben Reitman ile
tanışır; IWW’in Mont Missoula’da serbest konuşma kavgası (Serbest konuşma
kavgaları, Goldman gibi kişi ve IWW gibi örgütlerin kamu toplantıları
düzenlemeye çalıştığı, ancak yerel otoritelerce engellendiği bu dönemde
sıklıkla yaşanıyordu.)
1909 – IWW’in Washington Spokane’de serbest
konuşma kavgası; New York’daki kadın dokuma işçilerinin grevi (Yirmibinin
Ayaklanması).
1910 – Goldman’ın “Anarşizm ve Diğer Makaleler” kitabı
yayınlanır.
1911 – New York’daki Triangle Bluz Şirketi’ndeki
yangında çoğu kadın olmak üzere 146 kişinin ölmesi –sendikacıların girmesini
engellemek üzere ön kapının kilitli tutulması yüzünden pekçok işçi kaçamayarak,
ölüme atlamak zorunda kalmıştı.
1912 – San Diego’da serbest konuşma kavgası; Şehir
dışına çıkarılan Ben Reitman’a hunharca saldırılır.
IWW
önderliğindeki Mass. Lawrance tekstil grevi.
1913 – N.J., Paterson’da IWW ipek fabrikası grevi
Düşük
ücretleri, tehlikeli çalışma koşullarını ve maden şirketlerinin işçilerinin
yaşamlarının her yönüne hakim olmasını protesto etmek için düzenlenen Colorado kömür madenleri
grevi.
New
York’daki Armory gösterisi Amerikan seyircisine Avrupa sanatını ilk defa sunar,
skandal yaratır.
1914 – Goldman’ın “Modern Dramanın Toplumsal Önemi”
kitabı yayınlanır.
Ludlow Katliamı: Colorado Ulusal Muhafızları ve maden
muhafızları grevdeki işçiler ve aileleri tarafından işgal edilen çadır kente
saldırır; öldürülenler arasında iki kadın ve onbir çocuk vardır; madencilerin
silahlı ayaklanması on gün sonra federal birlikler tarafından bastırılır.
Avrupa’da I.
Dünya Savaşı başlar.
1915-1916 –
Goldman sıklıkla doğum kontrolü üzerine konuşma yapar ve defalarca tutuklanır;
doğum kontrolüne ilişkin bilgi dağıtmak yüzünden onbeş gün hapiste geçirir.
1917 – ABD Almanya’ya savaş ilan ederek I. Dünya
Savaşına girer.
Federal
hükümet zorunlu askere alma
kararı alır.
Goldman,
Berkman, M. Eleanor Fitzgerald ve Leonard Abbott ile birlikte “Zorunlu
Askerliğe Hayır Birliği”ni kurar.
Goldman ve
Berkman zorunlu askerliği engellemekten suçlanırlar, iki yıl hapis cezasına
çarptırılırlar.
Casusluk
Yasası çıkarılır.
1918 – İsyana Teşvik Yasası çıkarılır.
1918-1919 –
Goldman Jefferson City hapishanesinde, Berkman ise Atlanta’daki federal
hapishanede yatar.
1919 – Goldman ve Berkman diğer 247 yabancı radikalle
beraber sınırdışı edilir (Onu vatandaşlık haklarından mahrum etmek için
Goldman’ın kocası hükümet tarafından vatandaşlıktan çıkarılır. 1918′de
çıkarılan Yabancılar Yasası, bir yabancının anarşist olması halinde ABD
girmesinden sonra her an sınırdışı edilebileceğini yasallaştırır).
1920 – Anayasa’daki ondokuzunu değişiklik
(kadınlara oy hakkı veren) onaylandı.
İki İtalyan
anarşisti Sacco ile Vanzetti Massachusetts’de bir muhafızı öldürmek suçuyla
tutuklandılar; mahkemenin yaklaşımının da desteklediği üzere, suçlananlar büyük
ölçüde dönemin radikal karşıtı ve yabancı yerleşimciler karşıtı duygularının
kurbanı olarak değerlendirilirler.
1920-1921
Goldman ve Berkman, Bolşeviklerin serbest konuşma ve ifade haklarının
reddetmesi, özellikle de anarşistlerin bastırılmasıyla karşılaşacakları Sovyet
Rusya’ya sürgün edilirler.
1921 – Aralık’ta Goldman ve Berkman Rusya’dan
ayrılırlar.
1922-1924
Kısa bir süre Stockholm’da kalmasının ardından Berlin’e sürgüne gider.
1923 – Goldman “Rusya’daki Hayal Kırıklığım”ı
yayınlar.
1924-1926 –
Goldman, Sovyet Rusya’daki koşullar ve modern drama üzerine yazarak ve
konferanslar vererek Londra’da yaşar.
1926-1928 –
Goldman Kanada’ya yerleşir. Toronto’ya yerleşerek, Rusya, modern drama ve
topluımsal meseleler üzerine yazar ve konferanslar verir.
1927 –
Anarşist Sacco ve Vanzetti’nin idam edilmesi uluslarası protestolara neden olur.
1928-1936 –
Goldman Fransa’da Saint-Tropez’e yerleşir.
1931 – Goldman otobiyografisini basar, “Hayatımı
Yaşarken”.
1932 – Goldman, faşizm tehdidi ve Nazizm’in
yükselişi üstüne İskandinavya’da ve Almanya’da konferanslar verir.
1933 – Goldman Hollanda’dan sınırdışı edilir.
1934 – Goldman, doksan günlük bir konferans
turu için ABD’den vize alır.
1936 – Kanser olan Berkman intihar eder.
1936-1938 –
Goldman İspanya’yı ziyaret eder; çarpışan İspanyol anarşistlere para sağlamak
üzere Londra’da ofis açar.
1939 – Goldman, İspanyolların yenilmesinin
ardından İç Savaştaki kadın ve çocuk göçmenler için kaynak toplamak üzere
Kanada’ya yerleşir.
1940 – Goldman Toronto’da ölür ve Chicago’da
Haymarket şehitlerinin yakınına gömülür.