Tuesday, June 19, 2012

kelaynakça


neden, kim yarattı akıl edememiş, sormamış, korkmamıştım ölümden; tapmamış tapınmamıştım. sorgulamamıştım bana ait olmayan hiçbir şeyi, nedenini bilsem de. kimsenin işine burnumu sokmamış, kimseyle aşık atmamıştım.. bolca aşık olmuş sevişmiş, geviş getirmemiştim.
yarın bana ait değildi, bugünü yaşamıştım özgürce.
hiçbirşeyi mülk edinmemiştim.
milyonlarca yıldır bozmamıştım dengesini yaşadığım doğanın, acıkınca avlanır yer, avlanamazsam; açlıkla terbiye ederdim bedenimi, ruhumu ve yavrularımı. fikrimde zikrimde birdi. ne maskem vardı ne gözlüğüm. ne yalanım vardı ne sözlüğüm.
benim dünyama girdiniz.. en akllı hayvan sizdiniz. konuşan yazan bozan. kızan kazan kaldıran, baş indiren, kelle çeviren.. kendinden malum, alim vede zalim!
kökümü kurutmak için neler yapmadınız, neler keşfetmediniz sırf doymak bilmeyen sonsuz açlığınızı tatmin etmek için.. ok mızrak, kılıç kalkan, barut mermi, gaz zehir..ürettiniz daha fazla tüketmek için. yarattıklarınıza taptınız, tapındınız. daha fazla ve daha rahat yaşayabilmek için, hiç ölmeyecekmişcesine azgın bir yarış başlattınız.
hiçbirşeyden tatmin olmadınız.
hiçkimseyi sevmediniz kendinizi sevdiğiniz kadar
soluduğumuz havayı, içtiğimiz suyu, yediğimiz toprağı kirlettiniz.
milyonlarca türemişi yokettiniz!
benimle bereber tükeneceğinizin farkında mısınız?
farkında mısınız farkındalığınızın; tüm önyargılardan sıyrılabilir misiniz?
çıplak gözle güneşe bakabilir misiniz?
açlık duvarını yıkabilir misiniz?
gömebilir misiniz silahları; üstüne meşe dikebilir misiniz?
karşılıksız sevebilir misiniz?
ölmesini bilebilir misiniz?
korkularınızı yenebilir misiniz?
gökyüzünü paylaşabilir misiniz?
bir günlüğüne kelaynak olabilir misiniz?
kelaynakça konuşabilir misiniz?
tükenmeğe beş kala
tükürdüğünüzü yalayabilir misiniz !?

Volkan Kemal
9 Ekim 2010