çıktığı yuvayı beğenmedi
beğenmedi yosun tutmuş sözleri
çirkindi suda yansıyan gözlerin dili
sazlıkları maske yaptı saklandı
beyaz kanatlı prensi bekledi
her gökkuşağı dalgalanışta
somurttu
köşe bucak kaçtı
farkedilmedi hiç sandı
oysa ki farkındaydı farkının
çarkı yıkılmış barkının
suları kurumuş göllerin
çölleşmiş toprağın
kurumuş incirin
kartalın şahinin
av köpeğinin
namlunun
paslı zincirin
farkındaydı
avcı gözündeki açlığın
doyumsuzluğun farkındaydı farkında..
kaçtı suları asi akan ırmağa
kaçırılmadı kaçkındı
terkedilmişliğin sancıları gizliydi
henüz tüylenmemiş kanatlarında
itilmişliğin acıları saklıydı
çilli yüzün hatlarında
bir uçabilse
sevisizlerin diyarından öteye
bir çırpabilse rüzgara karşı
munzur eteklerine konabilse
fıratın sularına dalabilse
yedi renk dört iklim aşabilse
göçürülmüşlüğüne çare bulabilse
dinginleşecekti
yüreğinin çırpınışı yankı bulunca..
denedi ve durdu
sesini kaybetti
ne bülbül gibi öttü
ne de kaz gibi korkuttu
bekledi
bekledi kırk mevsim
güneye rüzgarlanmak
sarıp sarmalanmak
yanıp yakılmak
türküleşmek
tütsülenmeden
tastamam
denedi denenmiş ne varsa
tüm kuşlar kanat kanat terkediyordu ovayı
ona öğretmemişlerdi uçmayı böylesine uzak
öylesine yasak olanı tatmayı
tattırılmayı ertelemişti
karartılmış bir günün akşamı
asi üzerinde uçuşan şaşkın bir çift kanat gördü
sonra koca bir gövde
ve alımlı bir gaga
şahin sandı
korktu
büzüldü
asırlık taş köprünün altında süzüldü
bekledi beklentide
bu gelen ne şahin gibi sabırsız
ne kartal gibi yırtıcıydı
belli ki sürüden kovulmuş
nesli tükenmiş
adı kaybolmuş
şanı solmuş
gagası düşmüş
saçı yolunmuş
bir kuştu kuş
nehir kenarına kondu..
suya daldı..yıkandı..
kendisini seyretti durgun suda
hayran
vede ayran gönüllü
ihtiyar ve hasta gözlerle bakındı
halinden yakındı
ıkındı sıkıldı
sürüden kopmuş
süngüsü düşmüş
zamansız göçmüştü
sığıntıydı sığ nehirlerde
sığınmacıydı gönüllerde
sığırtmaç olmamıştı hiç
tam uçacaktı ki umuda doğru umutsuz
çirkin ördek heyecanla
vak dedi
vak-vag dedi umarsız
gitme!
kaybettiği sesini bulmuştu
dur bekle!
kelaynak kaşıdı kelini
şaşırdı,
şaşkın
şaşı
dört köşe!
Volkan Kemal