sela veriliyor
uzamış bir minareye takılı gırtlaktan
soluk soluğa
sisli bir sabahta
saba makamı
sabi sübyan
gözaltında
taşlanmış duvarlara dizili resmi darağacının
sindirmek içün cümle alemi
sarıya boyanmış suratlar yaralı
bir gülücük eklemiş dudağına
kan kızılı
hurma bahçeleri sökülmüş
yolunmuş vahalar
çölleşmiş kybelelerin apışarası
kararmıs sevdalı bulut
sarmusaklanmış yaralar kurtlanır
savaş gerisinden yalınayak
bir çocuk iskeleti koşar
kaldırımları “orospu” dölü
metropollerden
yıkıl ey mabedi insan
debdebeli saltanatınla yıkıl
yerim işgal altında
yüreğimde cevahir
sönük akşamlara bıraktım
ilk gözağrılarımı
salıncakta salınır gibi gelir ölüm
sahifesi yırtılmş anılarda
yer ile yeksan ol
aksak timurlaş
kazan kaldır
asakiri mansure-i muhammed
hoşafın yağı kesildi
buram buram kokar zencefilli aşure
kazan dibi
dilber dudağı
bıyıkları bitmemiş kışlalarda
kurşun dökülür
en son düşmana
nazar değmesin deye
şehit gözleri kapatılır
bayrak tütsüyle
üryan gelen
buyurgan gider
seması yarılmış goncaların
ırzına geçilmiş ne varsa
isyan eder
sesi
yankılanmış sokaklardan
tepelere yükselir ferman
dermanı yalın bir ana memesi
ilişince dudaklara
açlık sağaltılır
sığıntılarda
sığ bir nehir akar
at sidiği kokan meydanlardan
asker ölüleri geçer
zindan karası yüzler
aydınlandığında senleşirim
sereserpe
düşlerim vurgun yemiş
gözlerime mil çekilen
sularda
asi
daltonlaşırım
ense köküme değince giyotin mavisi
düşer başım
koynuna
memelerin dirilir böğürtlen
dudaklarımda
kan örgü
Volkan Kemal