15 Şubat 2014
Dünyada insanla bu kadar uyum içinde olup da vahşi doğasını koruyabilmiş birkaç canlıdan biri ve en önde gelenidir kediler! Kedileri daha yakından tanımanızı sağlayacak bir kitap...
Evinizde koltuğa gömüldünüz, iki kediniz iki dizinizde oturuyor, sırayla okşuyorsunuz.
Peki başka kediler acaba ne yapıyor?
Bu bencil zevkin tutsağı olup diğer kedileri unutacak mısınız?
Bir hayvansevere yakışmayan bir davranış!
Bir tatil günü giyinip kuşanıp geziye çıkıyorsunuz, elbette gideceğiniz yerlerin başında bir kedi barınağı olmalı.
Oradaki mahzun kediler ne yapıyor, hepsi ayrı cins, hepsi ayrı kişilikte ve hepsi ayrı bir zorluktan kurtulup gelmiş.... Ama burada hepsine aynı cins gözüyle bakılıyor.
Oysa hepimiz biliyoruz ki her kedi ayrı bir karaktere, mizaca, davranış özelliklerine, beslenme alışkanlığına kısaca farklı bir dünyaya sahiptir!
Felsefecinin biri bir gün gittiği bir barınakta bakıyor ki 78 kedi sahip bekliyor! Sırf bireysel mutlulukları tadabilsinler diye, hemen bir çözüm buluyor.
Barınak yöneticisiyle görüşüp, onlar için bir çare öneriyor. Hem onları özgürlüklerine kavuşturacak hem de kedi arayanlara kedi bulacak bir öneri bu...
Hemen gazetelere gidiyor, onlarla da bir anlaşma yapıyor... Bu plana göre barınaktaki her kedi için gazetelerde hususi ilanlar çıkacak, kedi almak isteyenler bu ilanlar aracılığıyla ona müracaat edecek, bu sayede kediyle yeni sahibini kavuşturup hem kedisiz insanları hem yuvasız kedileri mutlu edecek!
Öyle böyle bir iş değil bu!
Her kedi için ayrı bir ilan hazırlayıp, o kedinin özelliklelerini sıralıyor. Sonra bekliyor ona evini açmak isteyen birilerinin telefon etmesini...
Telefonları cevaplıyor, alıp kediyi isteklilerin evlerine kadar götürüyor, teslim etmekle iş bitmiyor, onların hayatını takip ediyor, her zaman da bu tanıştırma başarıyla sonuçlanmıyor bazen de kediyi geri alıp barınağa götürmek zorunda kalıyor. Ama sonunda hem çok şey öğreniyor hem de kedilerin hepsine barınak buluyor...
Bu serüveni nerede okudum biliyor musunuz? Federica Sgarbi’nin ‘Kedilerin Felsefesi Filozofların Kedileri’ kitabından... Kediler hakkında bilgileri okuyunca hemen bir kedi sahibi olmak isteyebilirsiniz.
Felsefeci yazar, kediler hakkında yazarların söylediklerini, onların kedi sevgisini dile getiren yazıları kitabına almış. Sgarbi’nin 78 kedinin yuva sahibi olma biçimini, deyim yerindeyse ‘pazarlama’ biçimini, her kedi için ayrı ayrı tanıtım notlarını okuduğunuz zaman her kelimesinin altına imza atacaksınız...
Siz de bu yazıları okurken belki kendi kedinizin özelliklerini bu yazılar sayesinde daha yakından keşfedeceksiniz. Tabii hâlâ keşfedemeyecek kadar düşüncesizseniz!
78 nevi şahsına münhasır canlıya ‘sahip’ (asla bir kedinin sahibi olamayacağınızı aklınızın bir kenarına not edin) arayan felsefeci yazarımız, kedilerin cinsini, cinsinin özelliklerini ilanda belirtiyor, çünkü bunu seçenin ayrıntıyı bilmesi gerektiği kanısında.
Onların bir daha barınağa dönmelerini önlemek istiyor, gayet insanca...
Edebiyatın ev sahipliği yaptığı kediler
Yazarımız her kediye bir ad takmış. O adlarla tanıtıyor, tek tek. Kitabın ‘Kediler ve İlanlar’ bölümünde her kediye birer barınak bulmak için kullandığı sevecen üslubu okuduğunuzda kediler için az bile olduğunu göreceksiniz.
Eğer böyle bir girişimde bulunursanız size yardımı olur inancındayım... Zira zaman zaman sosyal medya üzerinden (en çok da Facebook) sokakta kalmış, barınağa terk edilmiş yavrucuklara ilanla yuva arandığını biliyorum...
Yazara göre, filozoflar da tıpkı edebiyatçılar gibi kedisiz yapamamışlardır.
Kediler ve şairler bölümü, edebiyatçıların kedilere övgüsünü gösteren hoş sayfalar:
Tom Quartz adını hiç duydunuz mu? Mark Twain, Dick Baker’ın Kedisi öyküsünde ondan bahsetmiştir. Peki ya Rudyard Kipling’in Kendi Kendine Yürüyen Kedi’sini ya da Teophile Gauthier’nin Siyah Beyaz Hanedanlar kitabındaki Havanalı kedisini biliyor musunuz? Kediler hakkında yazmış olan Emile Zola, James Herriot, Margaret Bonham ve diğer pek çoklarını da unutmamak gerek.
Edebiyat pek çok kediye ev sahipliği yapmıştır. Bu eserlerin her biri, bir kediyle dostluk etmenin önemini tekrar tekrar vurgulamaktadır.
Sonsöz’ü okuduğunuzdayazarın samimiyetine hayran kalacaksınız: “Kitabımı okuduğunuz için hepinize teşekkür ederim. Benimle irtibat kurmak, düşünce ve görüşlerinizi paylaşmak ya da hayvanlar hakkında daha fazla bilgi almak isterseniz, aşağıdaki e-posta adresinden ulaşabilirsiniz: (Adresi kitaptan bulabilirsiniz)
Size cevap vermekten mutluluk duyacağım!”
Peki kitabı nasıl okumalısınız?
Yazarın tavsiyesi şöyle: “Kucağınızda bir kediyle daha da keyifle okunacak bir kitap...”
Doğan HIZLAN dhizlan@hurriyet.com.tr