Sunday, July 8, 2012

Asılı

 Kafaya koymuştu
bedelinin farkındaydı
tırmanacaktı
son tırnağı sökülünceye dek
kendisine sözü vardı
zirvesinde gözü vardı
sıradağların en yücesinin

bu ihtiyar takat
şu kelalaka duruş
öylesi bir savruluşla
fırlayıp doruğunu
yakalamak rüyaydı
güya..

bu uğurda
amuda kalksa nafile
yan yatıp çamura batsa
bu kafile
imkansıza yaslansa
aslansa paslansa
kaslansa
dörpülenip masatlansa
göbek bağını kesemeyecek
yenik düşecekti yorgunluğuna...

varsın olsun dedi
kaybedecek neyim var
bu uğurda tüketecek
astarım
yenim
tenim oldukça
kefenim hoş geldi
sefalar götürdü...

kapanan han kapılarını
eskimiş tüm yapılarını
sırtına dehleyip
taradı sağı solu
ve
buldu Tibet'e varan yolu
nasırlaştı eli kolu
aşındırdı
kayaları
ulaştı kırı boz yaylalara

Buda'ya yüz sürdü
adakladı ciğerini
süründü yüzükoyun
çakmaş taşlı
zifir kaşlı
ela bakışlı
asmalı bahçelerden
ulaştı
ulaşa

sokaklar kavga dolu
bu tütsüler hayra elamet değil
yanık yüzlü dilberler
ellerinde örgüler
sıvalandı duvarlara
davarlara geçit yok
davul zurna
postal gözlüler
tank suratlılar
kızıla muratlılar
meydanlaştı
dayak
küfür
zalim
zulüm
bu yarım asırlık sefil
bu katmerli zehir
revamı kara gülüm

deva arayıcılar
kanlı sancılara merhem olmadı
seyirci kaldı koca dünya
iki perdelik
orta oyun izler gibi
gerdana ak inciler dizer gibi
ekrana düzüldüler
ömüğü fıkılar
büzüğü sıkılar
takılı taklavatlılar
oniki avratlılar...

dedi karakedi çıkınını çomaklayıp
düştü yollara

engebeli
debdebeli
inişli tepeli
kulakları küpeli
duvağı selpeli
eteğine varak dedi

kamburunu harmanladı
sızıları dermanladı
saptı
zor yola
zorun sevdası bir başka
sevdalanması bir ömür

buzlu rakı içer gibi
ateşsiz duman çeker gibi
sırra kadem basar gibi
gölgesi desenlendi
desenlen
desen

karakedi
donuk tırnaklarını yüreğine batırıp
dermanı umuda yatırıp
destur deyip zıpladı
doruğa ulaşan kola

kardelenli
tepelerin en yücesi
aşıkların gözdesi
kırınca endamını
sarstı arzın damını...

çığlar kapladı
her yer ak kefen
cüce dağlar yerinden oynadı
karlar nehir oldu kaynadı
bir çığlık saplandı
yalçın kayalıklara
acılı bir ağıt
saklandı dudakların kınına
bir çift göz
fırladı çıktı yuvasından
bakarak yerin tavanına.
asılı kaldı
asılı
aslı
astarı...

Volkan Kemal

NOT; Karakedinin düttürülerinden
Tibet halkına selam olsun !