Dünyanın tek komünist köyü
“Euro
krizi” nedeniyle işsizliğin ve yoksulluğun en çok etkilediği Avrupa
ülkelerinden biri olan İspanya’da, bir köy bütün bunlardan etkilenmeden
yaşamını sürdürmeye devam ediyor. Her şeyin taban demokrasisi ve komün
ilkeleriyle idare edildiği köy “yeni bir ütopya”ya yolculuğun adresi
gibi.
“Euro
krizi” nedeniyle işsizliğin ve yoksulluğun en çok etkilediği Avrupa
ülkelerinden biri olan İspanya’da, bir köy bütün bunlardan etkilenmeden
yaşamını sürdürmeye devam ediyor. Her şeyin taban demokrasisi ve komün
ilkeleriyle idare edildiği köy “yeni bir ütopya”ya yolculuğun adresi
gibi.
Akdeniz
kıyısındaki Endülüs Bölgesi’nin Sevilla kentine bağlı Marinaleda
köyündeki komünün kurulması 1980’e kadar uzanıyor. Franco faşizmin
yıkılmasından sonra yapılan ilk serbest seçimleri köyde Kolektif İşçiler
Birliği- Endülüs Sol Cephesi (CUT-BAI) kazanıyor.
Yeni
Hayat web sitesinde Yücel Özdemir tarafından derlenen yazıya göre
Madrid’de yaşayan bir aristokrata ait topraklarda gündelikçi olarak
çalışan Marinaleda’lı köylüler, “Tarlalarda kim çalışıyorsa, tarlalar
onundur” diyerek, kamulaştırılması için eylemler yapmaya başlamışlar.
Başlarında ise öğretmenlikten gelen ve halen köyün belediye başkanı olan
Juan Manuel Sánchez Gordillo vardır.
1250
hektarlık tarlaların kamulaştırılmasını talep eden köylülerin açlık
grevleri, gösteriler, yürüyüşler, polis saldırıları, tutuklamalar vs.
şeklindeki mücadelesi yıllarca sürmüş, ama onlar hiç yılmamışlar. Çünkü,
gündelikçi olarak çalışmak onlar için kölelikten başka bir şey
değildir. Aldıkları ücretler geçimlerini sağlamaya yetmediği gibi,
yaşanılmaz halde olan barakalarda kalmak zorundaydılar.
Kararlı
mücadelenin sonucunda Endülüs Bölge hükümeti 1991 yılında toprakları
aristokrattan alarak kamulaştırır ve Marinaleda köylülerin kurduğu
kooperatife devreder.
O
günden bugüne köyde her şey bu kooperatif üzerinden yürütülüyor. Bugün 2
bin 600 nüfuslu Marinaleda’daki evlerin duvarlarında çok sayıda slogan
yer alıyor. En çok da “Ütopyaya yolculuk” yazılmış. Bir duvarda ise
“Sermayeye karşı sosyal savaş” yer alıyor. Belediyenin ambleminde ise
“Barışa giden bir ütopya” yazıyor.
Sánchez
Gordillo, 21 Nisan 2012’de Junge Welt gazetesinde yer alan bir yazıda
politik çizgisini “liberal komünist” diye tanımlıyor ve şöyle devam
ediyor: “Bugün geçmişten daha fazla ütopik görüşlere sahibim. Çünkü biz
burada halk için mümkün olan her şeyi başardık”.
Zira
daha önce kaysı, fasulye, biber, zeytin gibi pek çok sebzenin
yetiştirildiği tarlalarda elde ettikleri zenginliklere el konulduğu için
açlık ve yoksulluk içinde yaşamlarını sürdürmek zorunda kalıyorlardı.
Herkese günde 47 euro
Marinaleda’da
toplantılar için kullanılan binaya “Halkın Evi” adı verilmiş ve
girişinde “Başka bir dünya mümkün” yazıyor. Emekliler, kadınlar boş
zamanlarını bu binada yapılan kültürel ve sosyal etkinliklerde
geçiriyorlar.
Özel
mülkiyetin olmadığı, tarlaların kamu malı olduğu Marinaleda’da bütün
kararlar halkın katıldığı toplantılarda alınıyor. Yani yüzde 100 taban
demokrasisi işliyor. Ne kadar vergi verileceğine, elde edilen fazla
gelirin nasıl harcanacağına da bu toplantılarda karar veriliyor. Köydeki
tarlalarda çalışan herkese günde 6 saat çalışma karşılığında 47 Euro
ödeniyor. Elde edilen gelirlerin fazlasıyla köye spor tesisleri, büyük
bir park ve çok sayıda bakımlı yeşil alan yapılmış.
Belediye
Başkanı Sánchez Gordillo, “Burada yaşayan insanların fazla paraya
ihtiyacı yok“ diyor. Bir çok yerde konut kredileri ve yüksek kiralar söz
konusu iken Marianaleda’de konut sorunu da çoktan çözülmüş. 70
yıllığına kiralanan evler için aylık 15 Euro kira ödüyorlar. Komşu
köylerde ise kiralar ortalama 500 Euro.
Evin
yapımı için gerekli malzemeler ve araç gereçler ve işçilik köy
kooperatifinin kasasından karşılanıyor. Bir tek evi yapan kişiye
inşaatta çalışması şartı var. Köydeki 350 ev bu şekilde yapılmış. 90
metre karelik iki katlı evlerin 100 metrekare bahçesi bir de araba
garajı var.
Keza
benzer bir durum kreş için de geçerli. İsteyen aile ayda 12 Euro
karşılığında çocuğunu kreşe gönderebiliyor. Bölgenin başkenti Sevilla’da
kreş parası 200 Euro. İlk okul, ortaokul ve lisede ise öğrenciler
yemeklerini ücretsiz olarak köyün gıdalarını veren kantinde yiyorlar.
Ocak 2012’de bölge hükümetinin okul kantinlerini özel bir firmaya
vermesi üzerine Marianaledalılar eğitim bakanlığını işgal etmiş ve
kantinin işletmesinin özelleştirilmesine karşı çıkmışlar. Sonunda bölge
hükümeti geri adım atmak zorunda kalmış.
Düşündüğü gibi yaşayan bir belediye başkanı
2008’de
aynı zamanda Birleşik Sol (IU) listesinden Endülüs Bölge
Parlamentosu’na da seçilen Belediye Başkanı Sánchez Gordillo,
milletvekilliği aylığını da kooperatifin kasasına aktarıyor. Sosyal
demokratlarla (PSOE) ile muhafazakar Halk Partisi’nin temsil edildiği
bölge parlamentosunda Marinaleda’nın tek oyu altın değerinde.
Zira,
Gordillo her iki partiyle de ortaklık yapmaya karşı. Ancak ülke
genelinde sosyalistler ve komünistlerle birlikte çalışmadan yana. Gece
gündüz yollarda olan belediye başkanının makam arabası yok. Arabası da
yok. Bir yere gittiğinde köylülerden birisine kendisini tren istasyonuna
bırakmasını rica ediyor.
Marinaleda
Belediye Meclisi’nin 11 üyesi var. 9’u belediye başkanının kurduğu
UI’den, ikisi de sosyal demokrat partiden. Meclise seçilenlere maaş
verilmiyor. Hepsi de tarlalarda çalışıyor, meclis üyeliğini fahri olarak
sürdürüyorlar. Üyeler genellikle 25-35 yaşları arasında. Sosyal
demokrat parti üyesi muhalifler de Sánchez Gordillo’nun inançlarına göre
yaşayan bir devrimci olduğunu kabul ediyor.
Ancak
koltuğuna yapışıp kaldığı, AB’den alması gereken sübvansiyonları
almadığı, işsizlik konusunda doğru söylemediği şeklinde eleştirilerde
bulunuyorlar. Köyde muhafazakar ve sağcı partilere oy çıkmıyor. Sánchez
Gordillo henüz 25 yaşındayken belediye başkanlığına seçilmiş.
Zengin
ve geniş arazilerin bulunduğu Endülüs’te, Marinaleda’nın elde ettiği
ekonomik ve sosyal başarı doğal olarak bölgede tarlalarda gündelikçi
olarak çalışan diğer köyleri de hareketlendirmiş. 4 Mart 2012’de Cordoba
beldesinde benzer bir hareket ortaya çıkmış.
Ancak
26 Nisan’da polis şiddet kullanarak bu hareketi dağıtmış. Endülüs’te
toprakların yüzde 50’si bölgede yaşayanların sadece yüzde 2’sine ait. Bu
nedenle toprak reformu bölge için büyük bir önem taşıyor.
Marinaleda: Krizin ortasında bir mucize
İspanya’daki
krizin teğet geçtiği Marinaleda’nın belediye başkanı izlenen
politikalarla krizin üstesinden gelmenin mümkün olmadığını söylüyor ve
devam ediyor: “Kapitalizm koşullarında krizden çıkış mümkün değildir.
Bütün reformist çözümler iflas etti. Piyasanın her şeyi düzenleyeceği
mitosu da sosyal demokrasi gibi her şeyi mahvediyor.”
Marinaleda,
hem İspanya içinde hem de dışında sosyal hareketler ve muhalif güçlerle
ilişkilerini geliştiriyor. Brezilya’daki topraksız köylülerle iyi
ilişkileri var. Son yıllarda köyde üretilen zeytin ve diğer gıda
maddelerinin Venezüella’ya ihraç edilmesi için girişimler başlatılmış.
Özetle,
Avrupa’nın ortasında, krizin sarstığı İspanya’da Marinaleda gibi bir
yerin olması mucize gibi bir şey. Kapitalizmin egemen olduğu bir ülkede
yapılanlar az değil. Bu nedenle Marinalede şu sıralar dünya basının da
merak ettiği bir yer.
Sürekli
dünyanın değişik yerlerinden televizyon ekipleri, gazeteciler köyü
ziyaret ederek haber yapıyorlar. Bu mucizenin sırrı ise hiç şüphesiz
doğrudan taban demokrasisinde. Halkın katılımıyla alınan kararlar yine
halk tarafından uygulanıyor.