Çağdaş Macar
şiirinin öncülüğünü yapan Attila Jòzsef , 11 Nisan 1905'te Budapeşte'de doğdu,
3 Aralık 1937'de Balatonszárszó'da öldü. Babası çok küçükken ABD'ye göç edince,
annesi evin geçimini sağlamak için çamaşırcılık, bulaşıkçılık yapmak zorunda
kaldı. 1918'den başlayarak evin geçimi için Jòzsef bir yandan Okudu, bir yandan
çalıştı. 1922'de ilk şiir kitabı Szépség koldusa (Güzellik Dilencisi) çıktı.
1924'te Szeged Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'ne girdi; şiirleri siyasal
açıdan sakıncalı görülerek okuldan uzaklaştırınca Viyana Üniversitesi'nde ve
Paris'te Sorbonne Üniversitesi'nde öğrenimini sürdürdü. 1930'da Macar Komünist
Partisi'ne katıldı. Ancak gerek geçirdiği ruhsal bunalımlar gerekse görüş
ayrılıkları nedeniyle partiden çıkartıldı. 1937'de Thomas Mann'la dostluk
kurdu, aynı yıl geçirdiği ruhsal bunalım sonucu kendini trenin altına atarak
canına kıydı. Attila Jòzsef dışavurumcu ve gerçeküstücü öğelerle birlikte
melankolik gerçekçi bir tarzda yazmıştır.(kaynak:www.siir.gen.tr) 
  
  
TERTEMİZ YÜREK 
  
Ne anam var, ne
babam. 
Ne yurdum var, ne
tanrım. 
Ne beşiğim var, ne
kefenim. 
Ne sevgilim, ne
aşkım, ne evim barkım. 
  
Tam üç gün var
açım, 
komadım ağzıma bir
lokma. 
Veririm ömrümün
yirmi yılını, 
gücümü kuvvetimi,
varımı yoğumu. 
  
Kim alacak onları?
Hiç kimse. 
Şeytan isteyecek
onları benden. 
Bu tertemiz
yüreği, bu iyi kalbi 
Ne diye çalıp
öldürmemeli? 
  
Alacaklar gelip
bir gün beni, 
koyacaklar kutsal,
karanlık toprağa. 
Gelecek bir ot
uzanacak alacak 
şu güzelim
yüreğimden gücümü. 
  
  
FLORA 
  
Şimdi iki
milyarlar zincirlemek için beni 
Benden bir çoban
köpeği yapmak niçin kendilerine 
Fakat  iyilik, şefkat ve nicelik duyguları 
Göç ettiler
onların dünyasından Güney'e. 
Artık ışık içinde
göremiyorum bu dünyayı 
Göremiyorum ,
deney tüpüne bakan bir doktor rahatlığıyla 
Diz çöküyorum,
haykırıyorum yenilgimi 
Sevgilim, bir an
önce gelmezsen yardımıma 
  
Köylü nasıl
toprağa muhtaçsa 
Yağmura, güneşe
nasıl muhtaçsa, muhtacım sana 
Bitki nasıl ışığa
muhtaçsa 
Ve klorofile,
fışkırmak için topraktan, 
Muhtacım sana, çalışan
kalabalık 
Nasıl işe, ekmeğe,
özgürlüğe muhtaçsa 
Ve nasıl avuntuya
muhtaçlarsa kuşatıldıklarında 
Çünkü gelecek
doğmadı daha acılarından. 
  
Bir köye nasıl
okul, elektrik 
Su, taştan evler
gerekliyse 
Çocuk nasıl
gereksenirse oyuncaklara 
Isıtan bir sevgiye; 
İşçi için bilincin 
Ve gözüpekliğin
anlamı neyse 
Yoksul için
onurun; 
Ve bulanık
çocuklarına bu toplumun 
Bir hayat çizgisi
nasıl gerekliyse 
Ve nasıl
gerekliyse hepimize 
Akıl, uyanıklık,
yol gösteren bir ışık 
Flora! Yüreğimde
yerin işte öyle. 
  |