fedakarlık
ve ihanet
aynı kasıktan türedi
kendince kendi başınalığa
hain denildi
fedakarlık yapmayı öğrettiler fedayiye
göbeği kesilmeden 
          dişlediler
düğümlediler
tuzlayıp
salıverdiler
dünya evine
anaya babaya kardeşe
dayıya amcaya teyzeye
borçlu doğdu
fedayi
bekçi bekire
çavuş halile
saygı duydu fedayi
          vatanına
          toprağına taşına
          ela gözüne kalem kaşına
          bayrağının alına
          katırın nalına
          postalın mıhına
          putuna anıtına
          selam durdu
          durduruldu
dupduru
kahraman
cephe cephe
efece
efelendi!
fedayi büyüdükce
fedakarlık çoğaldı
sırtındaki kambura
elindeki tambura
imam nalbura
tesbihlenip bağlandı
yüreği dağlandı
boyun eydi
eğdirildi
sürüldü mermi gibi 
her tetiğe
yitik!
töremiz böyle dediler
          kültürümüz şöyle dediler
          düsturumuz
yasamız asamız 
apoletli takkeli
tasamız budur dediler 
          fedakarın
          ayak ve elini çapraz bağlayıp
          tanrılara
kurban ettiler
şehadetle...
geriye ihanete düşmüş
          hain kaldı
          başına buyruk
vede savruk
isyan etti
nisyanla malul
her musibet yalana
ihanet
yarasına tuz bastı
          muhtaç olmadı hekime
          kendi göbeğini kesti
          döndü karakediye
          savundu hakkını
          eğilmedi hakime
          sevdalandı kendi nefsine
          kendi kandiliyle aydınlandı
          yağıyla kavruldu
          yağdanlık olmadı
          derisine sığındı
          yalakalaşmadı
          hallaç pamuğu gibi atılıp
          mansurlaştı...
Volkan Kemal



